Ekonomik ve siyasal kriz derinleştikçe dinci-faşist iktidarın saldırıları artıyor, toplumu kuşatma çabaları giderek büyüyor. İlerici, devrimci güçlerin her güne yeni saldırılarla uyandığı bu topraklarda liberaller, uzlaşmacılar ve sosyal-reformistler oldukça şaşkın, safları dağınık ve moralsizler.
2022 Şubat ayından bu yana geçen 3 yılda Rusya ve Ukrayna, daha doğru bir ifadeyle Rusya ile NATO arasında devam eden savaş, tüm dünyayı ve emperyalist-kapitalist sistemi sarsmaya devam ediyor.
NATO savaş makinesinin en büyük gücü emperyalist ABD, faşist Ukrayna ordusunun Rusya topraklarını uzun menzile sahip ATACMS füzeleri ile vurmasına izin verdi.
Bir kez daha insani değerlerin tümünün ayaklar altına alındığı, insan onurunun yok edildiği o utanç verici manzaralara tanıklık ediyoruz. Nereden mi bahsediyoruz, Antakya’nın kadim Cebl Akra dağının ardındaki Suriye’nin Lazkiye kentinden. Emperyalizm, siyonizm ve bölge gerici devletlerinin desteğindeki faşist barbar sürülerinin Baas rejiminin düşmesinin ardından Lazkiye ve çevre kentlerde yaptığı katliamlara bir süredir tanıklık ediyoruz. 2011’den bu yana defalarca katledilen Arap Alevi halkı, Hristiyan topluluklar ve bölgede yaşayan Kürt halkı bu sefer çok daha ciddi bir tehdit altında.
Tarihler Miladi Takvime göre 7 Kasım 1917’yi (Jülyen Takvimi’ne göre 25 Ekim) gösterdiğinde, tarihte yeni bir perde açılıyordu. Tarihin ilk proleter devrimi insanlığın o güne kadar yaşadığı makus kaderi değiştiriyordu. Emperyalist savaştan bıkmış, açlık, sefalet ve politik baskıların yok ettiği Rusya proletaryası ve yoksul köylülük ekmeğe, barışa ve özgürlüğe doymak için Bolşevik Partinin önderliğinde iktidara el koyup geçici burjuva hükümeti deviriyordu.