Uzunca bir süredir siyasal ve ekonomik krizin, faşizmin baskılarının, pandeminin ekonomik ve sosyal yıkımının milyonlarca insanı, genci düzen karşıtlığına ittiğinden bahsediyoruz. Artık kabına sığmayan öfke taşmaya başladı, sokak röportajları, sosyal medya mecraları, halk pazarları, sokaklar her yer kapitalizmin yarattığı sorunlardan kaynaklı artık bu düzene tahammülü olmayan milyonlarca insanla dolu.
Sosyalizm düşmanları yine sahnede ve şimdiki hedefleri, uzun zamandır her türlü zorluğa ve saldırıya rağmen ayakta kalan Küba!
Türkiye ve Kürdistan’da işçi sınıfının, ezilen halkların, devrimci demokrat kesimlerin faşizme karşı mücadelesi kesintisiz bir şekilde 50 yıldan fazladır sürüyor.
Geçtiğimiz yıl gibi 2021 1 Mayıs’ını da pandemi günlerinde karşılıyoruz. Yine yasaklamalar, yine sermaye sınıfının ve dinci faşist iktidarın ikiyüzlülüğü eşlik ediyor pandemiye.
Boğaziçi eylemleri ile birlikte gelişen yeni süreç şüphesiz hepimize çok şey anlatıyor, devrim mücadelesi için çıkarılması gereken birçok dersi içeriyor. Toplumun geniş kesimlerini etkileyen, üniversite gençliğinin bu militan ve gözü pek eylemleri, faşizme meydan okuyan açıklamaları artık gençliğin dur durak bilmez bir şekilde sokaklarda olacağının ifadesidir. Çıplak devlet zoru, baskı, işkence, soruşturma, tutuklama, ev hapisleri, medyada hedef gösterme, dinci-faşist kitle tarafından katliamla tehdit edilme… Faşizm ne yaptıysa eylemleri bitirmeyi başaramadı.