Gözü dönmüş bir vahşilikle… sokak sokak, ev ev gezip topladılar insanları. En başta erkekler, sonra kadınlar ve çocuklar... “Alevi misin, Sünni misin, yoksa Hristiyan mı”... soru bu kadar kısa. Alınan yanıt, kişinin hayatta kalıp kalmayacağını belirliyor. Hatta “şivesi bozuk” olmak bile öldürülme gerekçesi!
Bir halkın devrim kasırgası ve devrimi yaşatma uğruna verdiği ölüm kalım savaşı söz konusu olduğunda yani "Devrimin Çağrısı" gündeme geldiğinde, proleter devrimciler kınında duramayan bıçak kesilir. Enternasyonal tarihsel görev çağrısıdır o. Tüm ömrünü bir sırt çantasına doldurup ölümüne bir kavgaya giriştir!
Dört yanımız kelimenin gerçek anlamında bir cadı kazanı. Savaş yangını dalga dalga yayılıyor.
Düşmesin bizimle yola: / evinde ağlayanların / gözyaşlarını / boynunda ağır bir zincir / gibi taşıyanlar! / Bıraksın peşimizi / kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar!
Akın var / güneşe akın! / Güneşi zaptedeceğiz / güneşin zaptı yakın!
Artık vaka-i adiye halini aldı işçi direnişlerinin, eylem ve grevlerin mülki idare amirlerinin genelgeleriyle, olmadı "mahkeme kararı"yla yasaklanması!