Villasını yapan işçilerin haklarını gasp eden Söz Konfeksiyon patronu Mehmet Fatih Akın, ortağı olduğu Özel Cihangir Hastanesi ortaklarının araya girmesiyle eylemin 20. gününde işçilerle görüşme sözü verdi.
Söz Konfeksiyon patronu Mehmet Fatih Akın'ın Beykoz Riva'da villasını yapan Yapı Yol-İş Sendikası üyesi inşaat işçilerinin eylemi 19. gününde Bursa İnegöl'de bulunan Özel Cihangir Hastanesi önünde eyleme devam ediyor.
İSİG Meclisi, 13 yaşında iş cinayetinde katledilen Ahmet Yıldız'ın ölüm yıldönümünde çocuk işçi cinayetlerine dikkat çekerek başka Ahmet Yıldızlar ölmesin diye çocuk işçiliğin önlenmesi içim örgütlenme ve mücadele çağrısında bulundu.
14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde bir araya gelen sağlık emekçileri, talepleri karşılanana kadar mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.
HDK ve bileşenlerine yönelik operasyonlara ve Kent Uzlaşısı'nın hedef alınmasına ilişkin İstanbul Emek ve Demokrasi Güçleri, "Milyonlarız Mahkum Olmayız" şiarıyla Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önününde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Samandağ'da binlerce insan, Suriye'deki katliama dur demek için alanlardaydı. 13 Mart Perşembe günü, içerisinde milletvekillerinin, parti meclis üyelerinin, Alevi Derneklerinin, Platformlarının Çağrıcısı olduğu bir miting gerçekleştirildi.
14 Mart Tıp Bayramı ve Sağlık Haftası nedeniyle Türk Tabipler Birliği (TTB) ve Sağlık Ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) öncülüğünde bugün iş bırakan sağlık emekçileri illerde merkezi yerler ve iş yerlerinde basın açıklaması...
İsviçre'de Avrupa Demokratik Güç Birliği, Barfüsserplatz'da yapılan basın açıklaması ile Suriye'deki Alevi katliamını protesto etti.
İstanbul’da sağlık emekçileri, 14 Mart Tıp Bayramı’nda İstanbul Tabip Odası ve SES Aksaray Şubesi öncülüğünde İstanbul Tıp Fakültesi önünde bir araya gelerek sağlık sisteminin çöküşüne dikkat çekti.
13 Mart Savaşçıları İzmir Bornova Hacılarkırı Mezarlığı'nda mezarları başında anıldı. Onlar, Türkiye ve Kürdistan’da idam edilen ilk komünist, öncü işçilerdi.
Federal ve yerel kamu sektöründeki yaklaşık 2,5 milyon çalışan için yapılan toplu sözleşme görüşmelerinde, Ver.di Sendikası, maaşlarda %8 oranında artış, ayda en az 350 euro daha fazla ücret ve on iki aylık vadeli bir "Benim Zaman Hesabım" talep...
Gazi Mahallesi’nde 12 Mart 1995'te 22 kişinin katledildiği, yüzlerce kişinin yaralandığı katliamın ve sonrasında yaşanan ayaklanmanın 30. yıldönümünde yüzlerce kişi, Gazi Cemevi önünde bir araya geldi.
Limter-İş Sendikasına üye Kuzey Star Tersanesi işçileri ücretlerinin ödenmesi talebiyle başladıkları eylemin 9'uncu gününde kule vince çıktı.
Yapı Yol-İş Sendikası üyesi inşaat işçileri eylemlerinin 16. gününde haklarını gasp eden Söz Konfeksiyon patronu Mehmet Fatih Akın'ın ortağı olduğu Bursa İnegöl'de bulunan Özel Cihangir Hastanesi önünde eyleme devam ederek Özel Cihangir...
Birleşik Devrim mücadelesi yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor! HBDH Yürütme Komitesi, HBDH’ın kuruluş yıldönümü dolayısıyla bir açıklama yayınladı. Yürütme Komitesi’nin açıklaması şöyle:
Faşist devletin tepesi toz-duman desek abartmış olur muyuz? Kesinlikle olmayız. Kim kime karşı, kim neyi niçin açıklıyor, açıklamaların her biri kimi hedef alıyor? Bütün bu soruların yanıtını herkes durumuna, beklentisine, dinci faşist iktidar karşısındaki tutumuna göre yorumlayıp açıklıyor. Bu bile, tek başına, nasıl bir belirsizlik denizinin içinde yüzdüklerini anlatmaya yeter.
“Torbacı hükümet”, malum, Meclis’e bir torba yasa tasarısı daha göndermişti. Esnek çalışma ve kıdem tazminatının gasp edilmesi dahil, işçilere dönük yoğun saldırı barındırıyordu. İşçiler, haklı olarak tepki gösterdiler. Seslerini yükselttiler. Nihayetinde bir kısım yasa torbadan geri çıkarıldı.
Bir süredir “hukuk reformu” sakızını çiğneyip duruyordu dinci faşizm. Adalet Bakanı, sanki koltuğa 23 Nisan’da oturmuş çocuk gibi, bol keseden “adalet” dağıtıp duruyordu. Hala da aynı tekerlemeleri söylüyor. Hatta daha dün, “yargı, ön yargı” üzerinden söz oyunlarıyla adaleti sağlama konusunda nasıl bir istek ve iradeye sahip olduğunu sergiliyordu cümle aleme!
Değişik devrimci gençlik gruplarının belli ilkeler ve mücadele hedefleri doğrultusunda güçlerini birleştirme, birlikte mücadele etme kararı almaları ve bu konuda yol açmaya başlamaları devrimci saflarda, haklı olarak, belli bir heyecan yaratmıştır.
Bir rapordan alıntı yapalım. Nokta nokta şeklinde boş Bıraktığımız yerleri siz doldurun.
Covid-19 pandemisinin ikinci dalgası, başta işçi sınıfı olmak üzere tüm emekçi sınıfları, yoksul kitleleri çok yönlü biçimde vurmaya devam ediyor. İkinci dalganın yıkım sonuçları, birinci dalganın etkilerinden çok daha vahim. Kitlesel ölümler kapıda.
Yine “şahlanış dönemi”ne giriyormuşuz. TOBB’da konuşan RTE müjdeyi verdi: “Hukuk ve ekonomi reformları yeni dönemin hazırlıkları. Önümüzdeki dönemde ihtiyaç duyulan değişimleri hayata geçirmek de elbette bizim görevimiz. Hazırlık dönemini geride bırakıp şahlanış dönemine giriyoruz. Üretim, istihdam ihracat ve büyümede ülkemizin olumlu yönde ayrıştığını göreceğiz.”
Devrimci krizlerin, güçlü devrimci baskının şaşmaz etkilerindendir. Her devrim, toplumun kutuplara çekilmesinin bir ifadesi ve sonucu olarak “güçlü bir karşı-devrim” yaratır. Karşı-devrim güçlerini bir araya getirir, onları “örgütler”. Ama aynı zamanda her devrim, onun her ileri hamlesi, yahut her devrimci bunalım, bu bir araya getirdiği karşı-devrim cephesi içindeki çelişkileri şiddetlendirir, “iç uyumu” bozar. Devrimci krizlerin “ekonomik ve siyasi krizin bileşimi” olarak ortaya çıkması da bunun göstergesidir.