Erol Eğrek... Unutmayın bu adı sakın. Milyonların korkunç yoksul ve ızdıraplı yaşamını özetleyen bir kısacık hayat onunki.

Erol Eğrek... 49 yaşında, 4 çocuk babası bir işçi. Milyonlarca işçiden biri. Her an işsiz kalma tehdidiyle hayatın kıyısında duran işçilerden yalnızca biri. İşten çıkarılmak demek, yaşamdan kovulmak demek. Çalışırken bile gerçek bir açlığa mahkum edilen işçi ailesi için, kısa bir süre işsiz kalmak bile, korkunç bir ölüme mahkum olmak demek!.. Bundandır ki çoğu zaman sesini çıkaramaz işçi. Bundandır ki o geri çekilmenin mümkün olmadığı noktaya kadar susar, sıkar dişini bu ülkede.

Erol Eğrek... RTE’nin “bizim Çalık”ının Türkmenistan’daki fabrikasında çalışan 180 işçiden biriydi. Üstelik sigortasız, güvencesiz... 2005’ten 2009 yılına kadar en ağır şartlarda çalıştı. Sonra bir çırpıda kapının önüne koydular onu. Milyonlarca işçiye sürekli yaptıkları gibi. Kayıt yok, tazminat yok, yiyecek bir lokma ekmek yok!.. Bir kalemde yaşamın dışına attılar Eğrek ailesini.

Erol Eğrek... Susmadı, sineye çekmedi bu yapılanları. Eylemler yaptı, davalar açtı. Üstelik davaları kazandı da. Ama olmadı. İşçinin alınterini içederek zevküsefa içinde yüzenler yanaşmadı tazminatı ödemeye. En sonunda dayanamadı Erol Eğrek. Çalık Holding’in kapısına dayandı. 9 Mayıs’ta, faşizme karşı zaferin 80. yıldönümünde, faşizmin temel dayanağı olan tekellerin “güvenlik” kıyafeti giydirilmiş kiralık katilleri saldırdılar ona. Darp, işkence, vahşet...

Ne diyordu şair... “Elinde ne piyon kaldı ne vezir ne kale/Düştü birbiri ardına atlar filler/Ama şah hâlâ ayak diremekte/Yeni taşlar bulundu çünkü: Köpekler”

Erole Eğrek’i döverek öldürdüler. Öyle ya, bir başına bir garip işçi... Ez, kov, döv... kim ne diyebilir ki! Ama olmadı umdukları gibi.

İşçinin onuru açlığından önce gelir! Öfke büyük. Emek örgütleri ayağa kalkıp Çalık’ın karşısına dikildi; "Bundan ötesi yok, hesap sormak için buradayız, hesabı verilmeden gitmeyeceğiz" dedi.

Artık sadece katlanılmaz açlık, dehşet boyutunda bir sefalet değil, onuru için dişe diş dövüşe atılıyor işçiler. “Eylem umudun anasıdır”. Onuru ve ekmeği için kavgaya atılan işçi umudu büyütüyor.