Dinci-faşist iktidar toplumun içine bir bomba attı. Ve bombanın infilak etmesini geriye çekilip izlemeye başladı. Son günlerde yaşanan gelişmeleri böyle tanımlasak yanlış olmaz. Elbette bu adımları atarken bir amacının olduğu ortadadır; yıkım, sefalet, açlık.
Bir toplum patlama noktasında olduğunu daha nasıl anlatsın! Böyle bir kadere razı gelmediğini, köklü değişiklikler istediğini daha nasıl ifade etsin!
Bir ülkenin, bir toplumun geleceğidir gençlik. Gençliği kaybedenler, geleceklerini de kaybederler. Gençler geleceklerini kaybederse, toplumsal düzen kendi “var olma hakkını” ve dayanaklarını kaybeder.
Emperyalist kapitalist sistemin yarattığı karanlık her geçen gün koyulaşıyor, şafak sökmeye yakın.
“Bir adam gelir, bir düzeni bozar kalır” diyor Ekim Devrimi’ni zafere ulaştıran Lenin için, Turgut Uyar. Bir adam ki büyük Ekim Devrimi destanını yazıyor. Bir adam ki önce kendi ülkesinin, sonra tüm dünya proleterlerinin yolunu aydınlatıyor, devrim fikrini bir düş olmaktan çıkarıp ete kemiğe büründürüyor. Tarihin akışını değiştiriyor.