Sabahın erken bir saatinde sokaktan gelen bir sesle uyandı kadın. Yine kurduğu alarmdan önce uyandırmıştı onu refleksleri. Yatağından doğruldu, akşam yatmadan önce çıkardığı saatini aradı bir süre elleri. Saat 07.07... Hızla üzerini giydi. Eteğinin boyuna baktı, acaba diye düşünürken kaşlarını çattı. Bu elbiseyi giymek istiyorsam bu elbiseyi giyeceğim... O kadar çok taciz haberi okumuştu ki son zamanlarda… bir yanı öfkeli, diğer yanı mücadeleci kadınla doluyordu.
Entourage Derneği Başkanı Agnès Lecordier, ciddi bir istatistik veri olmasa da, Fransa’da sokakta yaşayan her üç kadından birinin günlük tecavüze uğradığını ifade ediyor. “Devletin bu kadınları korumak için hiçbir önlemi yok. Sokakta yaşayan kadınlar cinsel saldırı ve tecavüze karşı çok savunmasız. Bu konuda hiçbir çalışma bulunmuyor. Bu kadınlar her insanı artık potansiyel bir saldırgan olarak görüyor” diyen Lecordier, kadınların yaşadıkları karşısında sığınacakları hiçbir kurumsal yapının olmadığını ifade ediyor.
Dünya Ekonomik Forumu’nun 2018 Cinsiyet Eşitliği Raporu açıklandı. Türkiye, kadın-erkek eşitliği konusunda 149 ülke arasında 130. sırada yer alıyor. İzlanda, Norveç ve İsveç liste başı ülkeler.
1991 yılında Kadın saat işçilerinin eşit olmayan ücretler nedeniyle yaşanan itirazlarla birlikte başlayan grev, 1918’deki genel grevden bu yana, İsviçre’deki en büyük siyasi seferberlik olarak tarihteki yerini almıştı. Haziran 2011’de ilk kez Kadın Federasyonu ve birçok kadın kuruluşunun desteğiyle bir kadın eylemi gerçekleştirilmişti. 14 Haziran 2019’da üçüncü bir kadın grevi yine yüz binlerce kadının katılımıyla gerçekleştirildi.
Japonya'nın Çalışma ve Sağlık Bakanı, kadınların sosyal medyada topluklu ayakkabı zorunluluğuna karşı başlattığı kampanyaya yanıt verdi ve kadınlar için “uygun olanın işe topuklu ayakkabılarla gitmeleri olduğunu” söyledi…