Emre’yle Gazi Mahallesi’nde tanıştım. “Bu kim” dedim ya, çok dürüst, saygılı. Bir şey anlattığında, ister büyük, ister küçük olsun büyük bir merakla dinlerdi.
Bir gün sabah saat 11.00 gibi kütüphaneye geldiğimde baktım ki yeni bir arkadaş var. Tanıştırdılar. Emre’yle ilk orda tanışmıştım. Her gün erkenden geliyordu. Birkaç gün sonra burada gazete dağıtımlarına beraber çıkmaya başladık.
Merhaba adım Dilek Yaman Kaçar, 48 yaşındayım. Sibaş'ta 27 Ağustos 2004’te işe başladım.
Sibaş işçisi Halime Ulutaş’ın, eylemlerinin 40. gününde gazetemize gönderdiği yazısını paylaşıyoruz.
Yürekleri daraltan bu savaşta bulutlar toplanıyor, karanlık geçitlerden geçilecek. Gürültüyle karışık enstrümanların uyumsuzluğu kendiliğinden bulunmaya çalışılan yolun zorluk ve sancıları tüketici bir çığlığa karışır. Enstrümanlar “uyum istiyoruz” diye seslenirler... “Uyum… Birlikte hareket edelim tıpkı bir vücudun uzuvları gibi senkronize hareket edelim”. Davulların darbeleri inerken yaydığı titreşim yere sağlam basmayanları düşürür. Güçler tükeniyor savaş amansız sürüyordur. Flütler coşku ve umut taşıyor işte. Bu ezgiyi tanıyoruz evet. “Yaşam bizden yana” diyor, “umut” diyor, “Denizler” diyor… “Vurun” diyor, “cesaret” diyor, “ileri” diyor. “Zafer” diyor, durdurulamaz coşkusuyla “haydi enstrümanlarım, yoldaşlarım davulları durdurma vakti geldi” diyor.
Ankara'da TOKİ konutları inşaatında ücret ve tazminatlarını alamadıkları için 2 aydır eylemde olan inşaat işçilerinin eylemi ücret ve tazminatları ödenerek kazanımla bitti.