19 Aralık'ı bir cümle ile anlatırsak, o: “Teslim Olmadık!” olurdu.
19 Aralık 2000, devletin devrimci tutsaklara karşı topu, tüfeği, bombası, iş makinaları, kimyasal silahları ile saldırdığı ancak teslim alamadığı günün adı oldu.
Duyuyor musunuz bu çığlığı? Bu çığlık milyonlarca açın, bu çığlık milyonlarca yoksulun çığlığı... Bu çığlık, baskıya uğrayan milyonların çığlığı.
Birleşik Mücadele Güçleri, yaşanan kriz karşısında sokağa çıkan işçi ve emekçi halka çağrı yaparak “Kentlerin meydanlarını, sokaklarını kuşatma zamanıdır! İsyan zamanıdır!” dedi. Yayınlanan açıklama şöyle:
Yaşanılan döviz krizi TL'de değer kaybına, bu da işçilerin, emekçilerin aynı oranda yoksullaşmasına yol açtı. İşçilerin saat ücreti 1 doların altına düşerken, artık hiç kimse “dolarla maaş almıyoruz” masallarına inanmıyor.
Zindanlar, bugüne kadarki tüm sınıflı toplumlar için olduğu gibi kapitalist toplumda da egemen sınıfın en önemli baskı ve şiddet araçlarından biri olma özelliğini koruyor.