Türkiye ve Kürdistan'daki sosyal reformist, uzlaşmacı parti ve örgütlerle onların ayak izlerini takip eden oportünist hareketlerin talihsizliği, darkafalı ahmak liberallerin önlerine sürdükleri kavramlara eleştirel bakmak yerine olduğu gibi kabul edip kullanmalarıdır.
Rusya Federasyonu, Çin Halk Cumhuriyeti ve Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti... Şimdilik üzerinde kesin konuşulabilecek bu üç devlet arasındaki ilişkilerin emperyalizme ve faşizme karşı bir “Birleşik Cephe” inşasına doğru gittiğini görüyoruz.
Birleşik devrimin gücünü küçümseyip burjuva sınıfın, bu sınıfın egemenliğinin bekçisi olarak faşist devletin ve dinci faşist yönetimin gücü karşısında yerlere kadar eğilenlerin bir kez daha şaşıracakları bir tespit yapalım: Dinci faşist iktidar ve faşist devlet birleşik devrimin ilerleyişi ve sürekli artan gücü karşısında savunmada.
Dinci faşist yönetim ve tekelci sermaye sınıfı cephesinde durum kötü. Ne yapacaklarını, nasıl yöneteceklerini şaşırmış durumdalar. Eskisi gibi devam edemiyorlar; eskisinin yerine ne koyacaklarını bilmiyorlar.
Dinci faşist iktidarın ve elbette faşist devletin “normalleşiyoruz-yumuşuyoruz” demagojisi eşliğinde ilk adımını attıkları, arkasını da getireceklerini açıkça ilan ettikleri “kayyum politikası” yeni süreçlere gebe.