“Uyan artık uykudan uyan
Uyan esirler dünyası
…
Bizi hiçe sayanlar bilsin
Bundan sonra her şey biziz.”
İşçiler, emekçiler!
Dünyayı emeğiyle yaratan, umuduyla güzelleştirenler…
15-16 Haziran ayaklanmasının 49. yılında sadece sizler değil dünyanın birçok yerinde işçiler, emekçiler ayakta. Çünkü emeğimizi sömüren, bizleri yoksulluğa mahkûm eden bu sistem dünya genelinde krizde. Emperyalist-kapitalist sistem yeni bir evrede. Bu Yeni Evre sistemin çöküş evresidir. Bu çöküş ise sıçramalarla gerçekleşmektedir. Aynı zamanda bu evre, çöken sisteme karşı işçi sınıfının ve emekçilerin de mücadelelerinin yükseldiği, daha da güçlendiği bir evredir.
Türkiye Komünist Emek Partisi/Leninist ve Devrimci Komünarlar Partisi/Birleşik Özgürlük Güçleri bir açıklama yayınlayarak “aranılan değişimin sandıkta değil devrimde” olduğunu söylediler.
Reformistlerin parlatırken elinde kalan lambanın cini Ziya Selçuk, “eğitim reformu”na hız kesmeden devam ediyor. Tabii ki lafta reform. Çünkü pratikte elle tutulur bir şey göremedik. Yalnız laflar da öyle boş laflar değil. Uygulamaya geçildiğinde ortaya attıkları her proje, eğitimdeki gericiliği ve ticarileşmeyi daha da ileriye götürecek şeyler.
9.ODTÜ Onur Yürüyüşü sonrasında gelişen sürece ve başlayan polemiğe dair Devrimci Öğrenci Birliği/ODTÜ’nün açıklamasıdır:
Ekonomik-politik krizin belirlediği olağanüstü şartların uzun yıllardır olağanlaştığı bir ülke burası. Tekelci sermaye ile emekçi sınıflar arasındaki iç savaşın ifadesi ve sonucu olarak gerilim, çelişki, çatışma sürekli yoğun. Emek-sermaye çelişkisinin derinliğinden dolayı, başka dönemlerde veya başka ülkelerde gerilimleri yumuşatacak adımlar bile burada çatışmaların yoğunlaşmasına sebep oluyor.